ADD THE SLIDER CODE HERE

18 Haziran 2012 Pazartesi

Sanayiciler ‘mükemmellik’ için buluştu

Kalite Derneği’nin düzenlediği 13. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’nda işadamları bir araya geldi. Türkiye ve İzmir’in 2023 hedeflerindeki durumunu anlattı.

Swiss Otel’de düzenlenen 13. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’nun açılış oturumunda işadamları bir araya geldi. Çok sayıda katılımcının olduğu açılış oturumuna CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Alaattin Yüksel moderatörlük yaparken, konuşmacılar EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Amirak ve EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Levent Akgerman önemli açıklamalarda bulundu.

Bu yıl 13’üncü düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen sempozyumda 2023 Türkiye Vizyonu ve İzmir konulu toplantıda konuşan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, “Konfor için harcadığınız her şey, dünyadan bir şey götürür. Dünyada tükenmeyen ve dünyadan bir şey götürmeyen tek kavram bilgidir” diye konuştu. CHP’nin son genel seçimlerdeki hedeflerinde yüzde 50 büyüme olduğunu söyleyerek, “ Eğer iktidar olabilseydik, kişi başına geliri 31.500 dolar olarak belirlemiştik. 650 milyar dolarlık ihracat, gayri safi milli hasılayı yükseltmek, yüzde 9,5 kalkınma, bölgeler arası dengesizliği kaldırma, kadın iş gücünü artırma, işsizliği yüzdü 5.5 civarına çekme hedefindeydik” diye konuştu.

İzmir’in her zaman ilkler şehri olduğunun altını çizen Yüksel, “İlk özel gazete Hizmet, ilk enternasyonel fuar, ilk özel hastane, ilk milli banka, ilk makarna markası, ilk zeytinyağı markası, ilk bölge odası, ilk özel sermayeli kağıt fabrikası, ilk özel sektör serbest bölgesi, ilk vadeli işlem borsası, ilk büyük kentiçi toplu ulaşım sistemi İzmir’de kuruldu” dedi.

İlk vadeli işlem borsası VOB’un önemine değinen Yüksel, “İzmir Ticaret Borsası bir değer yarattı. Ama hükümet şu anda İMKB’nin başında olan ve tam bir İzmir sevdalısı olan bir arkadaşa bu taşınma işlemini yaptıracaklar. Artık tüm TÜBİTAK, İMKB gibi bağımsız kurumlar tarafsızlığını, bağımsızlıklarını yitirdiler. İMKB hükümetin ağırlığının olduğu bir kurum haline geldi, devletleştirildi. Hükümet ne isterse onu yapar hale geldiler” ifadesini kullandı.

Hükümetin 2023 hedefinin çok önemli olduğunu ve bu hedefi ancak sanayicilerin başaracağını belirten EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, “Hedeflere ancak üreterek ulaşırız. Üretim yoksa kalkınmak hayal olur. Rakiplerle eşit şartlarda üretim yapmalıyız. Kadının konumu bu kalkınmada çok önemli bir yere sahip. Yılda 700 bin öğrenci mezun oluyor. Yüzde 50’si de bayan. Kadınların iş hayatındaki sorumluluk ve rol daha farkı boyutlarda olmalı” dedi.

HER OSB’DE LİSE OLMALI
2023’te 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olduğunu kaydeden Yorgancılar, “Hükümetin bu hedefi için katma değeri yüksek ürünler üretip satmalıyız. Üniversite sanayi işbirliği çok önemli, üniversitede bilgi, sanayide deneyim var. Bu deneyimi yeni dünya düzenindeki sistemle birleştirmek gerekiyor. Transfer edilmeyen bilginin kimseye bir yararı yok. Okullarda devamdan sayılan 6 aylık bir çalışma süresi oluşturulmalı, bu çok faydalı olur. Her organize sanayi bölgesinde bir meslek lisesi olmalı. Bakanlıktan bunu talep ettik. Yüksek teknolojili ürünlere geçilmesi için son derece önemli bir adım bu” diye konuştu.

İZMİR AŞIĞIYIM
Tam bir İzmir aşığı olduğunu söyleyen Yorgancılar, “4milyon nüfusumuz var. Ortalama 1 milyon 800 kişi İzmir doğumlu. Diğerleri göçle kente gelenler. Göç çok önemli İzmir için. fazla göç alması işsizliği ortaya çıkarıyor. İşsizlikte en yüksek ilk Adana’dan sonra İzmir. Göç aldığımız sürece işsizlik doğal. Çözümü ise üretim. Türkiye’nin vergisinin yüzde 10’İzmir’den. Kaçak elektrik oranı yüzde 3. Devlete sorumluluğunu yerine getiren bir şehiriz. Marka patent başvuruları da önemli oranlarda” dedi.

NÜKLEER SANTRALDEN KORKMAYIN
Nükleer enerjinin ekonomik anlamdaki gelişme için çok önemli olduğunu kaydeden Yorgancılar, “Nükleerden kimse korkmamalı. Ülkemize komşu birçok ülkede nükleer santrali var. Onlarda bir şey olsa biz de etki altındayız. Nükleer enerji santrali yapılmazsa 2023’te elektrik sıkıntısı olacak. Yoksa o ihracat oranına ulaşamayız” ifadesini kullandı.

HEDEF EXPO
İzmir’de birçok ilkin yaşandığını fakat bunların artık eskide kaldığını söyleyen Yorgancılar, asıl hedefin EXPO’yu almak olduğunu dile getirdi. Yorgancılar, “Ne yapıp edip onu almalıyız. Umarım gülen taraf biz oluruz. Kazandığımız takdirde en az 30 milyar liralık yatırım olacak. Turistlerin İzmir’e yeniden gelmesiyle önemli gelir elde edilecek” dedi.

TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYMALIYIZ
İzmir’in yeni logosundan yola çıkan ve İzmir’in her zaman öncülerin şehri olduğunu kaydeden ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Amirak ise 2023 hedefleri için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Amirak, “İzmir Cumhuriyetin kurulmasına kadar uzanan bir süreçte hep önder bir kent oldu. Bundan sonra da bu olacak. İzmir farklı, Atatürk şöyle demişti: ‘Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır. İşte bu memleketi böyle bayındır hale, cennet haline getirecek olan, ekonomik etkenler ve ekonomik etkinliklerdir. Bu sebeple, öyle bir ekonomi dönemi gereklidir ki, artık milletimiz insanca yaşamasını bilsin, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrensin ve o gereklere başvursun’. Geçtiğimiz 100 yılın ölçümlenmesi yenidünya yeni yaklaşımlar vizyonu ile nelerin değiştirilmesini belirlemeliyiz” dedi.

İZMİR İÇİN CANIMI VERİRİM
Ender Yorgancılar gibi kendisinin de tam bir İzmir aşığı olduğunu belirten Amirak, “İzmir sevdalısıyım, canımı seve seve veririm” dedi. Kalifiye iş gücünün önemine değinen Amirak, “Dindar gençlik, kürtaj, 4+4+4 değil de, eğitimli bayrağı dimdik taşıyacak yeni nesil için bize çok görev düşüyor” diye konuştu.

AKILCI BÜYÜME ŞART
EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Levent Akgerman ise akılcı ve sürdürülebilir büyümenin birbirine paralel olduğunu söyledi ve kapsayıcı büyümenin asıl baz alınması gerektiğini belirtti. Akgerman, “Yoksulluğun giderilmesi, nitelikli istihdam, işsizliğin azaltılması çalışmaları yapılmalı. Büyüme toplumun her kesimini kapsamalı. 2023 verileri önemli. Neler yapılmalı dersiniz daha akılcı politikalar oluşturulmalı. Bunlar ancak destekleyici teknolojilerle olmalı” dedi.

İzmir’de sivil insiyatifin olduğunu ve bu anlamda konsolidasyon ve koordinasyonun önemli olduğunun altını çizen Akgerman, “Birbirini tanımlayan sanayici ve işadamları dernekleri kurulmalı. Bunlar tüm Ege’yi kapsamalı. Derneğin ismine sahip çıkmalı. EBSO bu anlamda bize örnek oluyor. Adı Ege ile başlayan tüm dernekler bunu benimsemeli” dedi.

Gıda sektörünün istihdama katkısının olduğunu da kaydeden Akgerman, ayrıca verileri sğalam olan bir sanayi envanterinin olmadığını, söyleyerek inovasyon ve AR-GE konusunda da alınması gereken bir yol olduğunu, İzmir’in altyapısının henüz oluşmamasının avantaj olduğunu belirtti.

Erkan İYİGÜNGÖR/Ekinsu ÖZTÜRK/EGEDESONSÖZ

Haberin Linki:
http://www.egedesonsoz.com/haber/Sanayiciler-%E2%80%98mukemmellik-icin-bulustu/820029

Mükemmelliğe 13. yolculuk

Türkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 13. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu, 12-13-14 Haziran tarihlerinde Swissotel Grand Efes'te gerçekleştirildi.

GÖZLEM / SEZGİN DÖKER

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi, 13. kez düzenlediği Mükemmelliği Arayış Sempozyumu (MAS) ile bir kez daha geleceğe ışık tuttu. "Yeni Dünya Yeni Yaklaşımlar" ana temalı sempozyum, 12-13-14 Haziran tarihlerinde gerçekleştirildi. İlk gün Ar-Ge Destekleri, Yeni Dünyada Yeni Liderlik Yaklaşımları, Y Jenerasyonu ile Çalışmak, Şirket Yeteneklerin Birleştirilmesi gibi konu başlıklarıyla toplam 8 adet çalıştay yapıldı. Yoğun katılımın olduğu çalıştaylarda katılımcılar, hem konular ile ilgili bilgi sahibi oldu hem de interaktif çalışmalar ile pratik uygulamalar yapma fırsatı buldu. İş dünyasının profesyonellerinin katıldığı sempozyumun açılışı ise, ertesi gün coşkulu bir törenle gerçekleştirildi.

Küresel rekabet

Dev organizasyonun açılış konuşmasında, İzmir'in her konuda mükemmeli arayan bir kent olduğunu vurgulayan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, "İzmir EXPO 2020’ye talip oldu. Kent, fuarcılıkta ilk ışığı yakan kenttir. İzmir bu seçimlerde en iyisini yapacaktır. Elimizden gelen desteği veriyoruz. Artık ülke ekonomileri yerine şehir ekonomileri öne çıkıyor. Şehir ekonomileri güçlü olursa, ülke ekonomileri de güçlü olur. Küresel rekabet kızgınlaşıyor. Böylelikle yerli malı korumacılığı durumu ortaya çıkıyor. Küresel bakışı dikkatli yönetmeliyiz. Yeni dünya, yeni yaklaşımlar ismi de böylelikle ortaya çıkmıştır. Güvenilirlik ve itibarı ön plana çıkarmalıyız. Çevre artık daha çok korunuyor. Bu bir yönetim anlayışı oluyor. Gelecekte var olmak istiyorsa bu düşüncelere önem vermeliyiz” dedi. Sempozyumu düzenleyen KalDer İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ünal ise, "Toplam kalite yönetimi her geçen gün kendini yenileyen, geliştiren bir olgu. KalDer bu olgunun ülkemizde gelişmesi, kuruluşların üretim ve hizmet kalitelerinin, bireylerin ise yaşam kalitelerinin yükseltilmesi için büyük çabalar sarf eden bir sivil toplum örgütüdür” ifadelerini kullandı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise, dünya nüfusunun artması karşısında, tüketim alışkanlıklarının değiştiğini söyledi. Yorgancılar, “Zamanımız tamamen Ar-Ge ve inovasyon çerçevesinde hızla ilerleyen teknolojik gelişmelerin devresidir. Küresel rekabette ayakta kalabilmenin yolu fark yaratmaktan, sıra dışı girişimlerden, katma değer yaratmaktan geçmektedir. Ülkelerin ve ekonomilerin gücü, ürettikleri ürünlerdeki orta ve ileri teknoloji seviyesinde ve ürünlerinin markalaşmada gösterdiği başarıdadır” diye konuştu.

2023 vizyonu

Açılış oturumunda Bilim İlaç Genel Müdürü Erhan Baş ve Bosch Dizel Sistemler Genel Müdürü Steven Young da birer konuşma yaparak, başarı sırlarını ve gelecek için öngörülerini paylaştı. İlk günün "2023 Türkiye Vizyonu ve İzmir" başlıklı ikinci oturumu ise, CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Alaattin Yüksel'in moderatörlüğünde yapıldı. Konuşmacılar EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Amirak ve EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Levent Akgerman önemli açıklamalarda bulundu.

CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, “Konfor için harcadığınız her şey, dünyadan bir şey götürür. Dünyada tükenmeyen ve dünyadan bir şey götürmeyen tek kavram bilgidir” diye konuştu. Konuşmasında, İzmir’in her zaman ilkler şehri olduğunun altını çizen Yüksel, “İlk özel enternasyonel fuar, ilk özel hastane, ilk milli banka, ilk makarna markası, ilk zeytinyağı markası, ilk bölge odası, ilk özel sermayeli kağıt fabrikası, ilk özel sektör serbest bölgesi, ilk vadeli işlem borsası, ilk büyük kentiçi toplu ulaşım sistemi İzmir’de kuruldu” dedi. Yüksel, ilk vadeli işlem borsası VOB’un önemine de değindi.

"Üretim" şart

2023’te 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olduğunu kaydeden EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, bu hedefi ancak sanayicilerin başaracağını belirterek, “Hükümetin bu hedefi için katma değeri yüksek ürünler üretip satmalıyız. Hedeflere ancak üreterek ulaşırız. Üretim yoksa kalkınmak hayal olur. Rakiplerle eşit şartlarda üretim yapmalıyız. Kadının konumu bu kalkınmada çok önemli bir yere sahip. Yılda 700 bin öğrenci mezun oluyor. Yüzde 50’si de bayan. Kadınların iş hayatındaki sorumluluk ve rol daha farkı boyutlarda olmalı. Üniversite sanayi işbirliği çok önemli, üniversitede bilgi, sanayide deneyim var. Bu deneyimi yeni dünya düzenindeki sistemle birleştirmek gerekiyor. Transfer edilmeyen bilginin kimseye bir yararı yok. Okullarda devamdan sayılan 6 aylık bir çalışma süresi oluşturulmalı, bu çok faydalı olur. Her organize sanayi bölgesinde bir meslek lisesi olmalı. Bakanlıktan bunu talep ettik. Yüksek teknolojili ürünlere geçilmesi için son derece önemli bir adım bu” diye konuştu.

Tam bir İzmir aşığı olduğunu söyleyen Yorgancılar, “4milyon nüfusumuz var. Ortalama 1 milyon 800 kişi İzmir doğumlu. Diğerleri göçle kente gelenler. Göç çok önemli İzmir için. fazla göç alması işsizliği ortaya çıkarıyor. İşsizlikte en yüksek ilk Adana’dan sonra İzmir. Göç aldığımız sürece işsizlik doğal. Çözümü ise üretim. Türkiye’nin vergisinin yüzde 10’İzmir’den. Kaçak elektrik oranı yüzde 3. Devlete sorumluluğunu yerine getiren bir şehiriz. Marka patent başvuruları da önemli oranlarda” dedi.

Nükleerden korkmayın

Nükleer enerjinin ekonomik anlamdaki gelişme için çok önemli olduğunu kaydeden Yorgancılar, “Nükleerden kimse korkmamalı. Ülkemize komşu birçok ülkede nükleer santrali var. Onlarda bir şey olsa biz de etki altındayız. Nükleer enerji santrali yapılmazsa 2023’te elektrik sıkıntısı olacak. Yoksa o ihracat oranına ulaşamayız” ifadesini kullandı. İzmir’de birçok ilkin yaşandığını fakat bunların artık eskide kaldığını söyleyen Yorgancılar, asıl hedefin EXPO’yu almak olduğunu dile getirdi. Yorgancılar, “Ne yapıp edip onu almalıyız. Umarım gülen taraf biz oluruz. Kazandığımız takdirde en az 30 milyar liralık yatırım olacak. Turistlerin İzmir’e yeniden gelmesiyle önemli gelir elde edilecek” dedi.

İzmir’in yeni logosundan yola çıkan ve İzmir’in her zaman öncülerin şehri olduğunu kaydeden ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Amirak ise 2023 hedefleri için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Ender Yorgancılar gibi kendisinin de tam bir İzmir aşığı olduğunu belirten Amirak, “İzmir sevdalısıyım, canımı seve seve veririm” dedi. Kalifiye iş gücünün önemine değinen Amirak, “Dindar gençlik, kürtaj, 4+4+4 değil de, eğitimli bayrağı dimdik taşıyacak yeni nesil için bize çok görev düşüyor” diye konuştu.

Akılcı büyüme şart

EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Levent Akgerman ise akılcı ve sürdürülebilir büyümenin birbirine paralel olduğunu söyledi ve kapsayıcı büyümenin asıl baz alınması gerektiğini belirtti. Akgerman, “Yoksulluğun giderilmesi, nitelikli istihdam, işsizliğin azaltılması çalışmaları yapılmalı. Büyüme toplumun her kesimini kapsamalı. 2023 verileri önemli. Neler yapılmalı dersiniz daha akılcı politikalar oluşturulmalı. Bunlar ancak destekleyici teknolojilerle olmalı” dedi. İzmir’de sivil insiyatifin olduğunu ve bu anlamda konsolidasyon ve koordinasyonun önemli olduğunun altını çizen Akgerman, “Birbirini tanımlayan sanayici ve işadamları dernekleri kurulmalı. Bunlar tüm Ege’yi kapsamalı. Derneğin ismine sahip çıkmalı. EBSO bu anlamda bize örnek oluyor. Adı Ege ile başlayan tüm dernekler bunu benimsemeli” diye konuştu. Gıda sektörünün istihdama katkısının olduğunu da kaydeden Akgerman, ayrıca verileri sğalam olan bir sanayi envanterinin olmadığını, söyleyerek inovasyon ve AR-GE konusunda da alınması gereken bir yol olduğunu, İzmir’in altyapısının henüz oluşmamasının avantaj olduğunu belirtti.

Aynı gün, "Geleceğin İş Dünyası", "Yeni Nesil Yöneticiler", "Kazananlar Oturumu ve İyi Uygulamalar" başlık oturumlar gerçekleşti. Sempozyumun son günü ise, "İnovasyon", "Sosyal Medya", "Çevreci Endüstri ile Sürdürülebilir Gelişme", " İş Yaşamına Kendimizi Nasıl Hazırlamalıyız?", "Perakendede Yeni Trendler", "Bilişim Teknolojilerinin İş Hayatına Etkileri", başlıklı oturumlar yapıldı. "Yaşamda Kalite" başlıklı kapanış oturumunda ise, tiyatro sanatçıları Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler, sempozyum katılımcıları ile buluştu.

Kalite ödülleri sahiplerini buldu

13. kez düzenlenen 'Mükemmelliği Arayış Sempozyumu sonunda, geleneksel hale gelen '2012 Ege Bölgesi Kalite ve Yılın Başarılı Ekibi Ödülleri' kamu ve özel sektör alanında sahiplerine verildi.

Türkiye Kalite Derneği (KALDER) İzmir Şubesi tarafından, 13. kez düzenlenen 'Mükemmelliği Arayış Sempozyumu'nun kapsamında, '2012 yılı Ege Bölgesi Kalite ve Yılın Başarılı Ekibi Ödülleri' Swiss Otel Grand Efes'te sahiplerini buldu. Geleneksel hale gelen Ege Bölgesi Kalite ve Yılın Başarılı Ekibi Ödülü töreninde Ege bölgesinde birçok alanda kamu ve özel sektör aktörlerine kalite ve başarı ödülleri dağıtıldı. 2012 yılı Ege Bölgesi Kalite ve Yılın Başarılı Ekibi Ödül töreninde 40 değerlendirme jürisi görev aldı. Törende Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) 2012 yılı Ege Bölgesi Kalite Başarı Ödülü'nü alırken, 'Yılın Başarılı Ekibi Büyük Ödülü'nü de kamu alanında Bornova Belediyesi, özel sektörde ise aynı puanı alan İnci Akü AŞ-Yalın ile Dr. Qetker-Kazandibi ekipleri kazandı. 2012 Kalite Ödülünü kazanan kurumun olmadığı açıklandı. Yılın Başarılı Ekipleri Teşvik Ödülleri'nde ise kamu ve özel sektörde ödüller dağıtıldı. Kamu teşvik ödülünü Bornova Belediyesi-Yapıcılar İş Başında ekibi, özel sektörde ise Petkim Petrokimya Holding-Dinamik, Tat Konserve Sek Süt İşletmesi-Grup Fit, Tat Konserve Sek Süt İşletmesi Grup Hit ve Kordsa Global Endüstriyel İplik ve Kordbezi Sanayi ve Ticaret A.Ş. - Grup Oksitlenme aldı.

Gözyaşlarını tutamadı

Ödülü almak amacıyla sahneye çıkan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, ödül töreninde yaptığı konuşma sırasında gözyaşlarını tutamadı. Çalışanlarla birlikte bir aile olduklarını dile getiren Gökçüoğlu, "Bu ödülü aldığımız için EBSO olarak çok mutluyum. Ödül bizim için amaç değil araçtır. Bu tür ödüller kurumların ve şirketlerin daha kaliteli işler yapmasını sağlar ve motivasyonu arttırır. Bana göre bu ödülü başvuran herkes bu ödülü almıştır. EBSO 1992 yılında kalite yolculuğuna başladı ve Avrupa'da meslek odaları arasında ISO belgesi olan ilk kurum oldu. Yıllardır kaliteye bakış açımız değişmedi. Bu ödül bizim için çok önemlidir. Hedefimiz Uluslararası Kalite ve Avrupa Kalite ödüllerini almaktır" diye konuştu.

Haber Linki:
http://www.gozlemgazetesi.com/10000997-mukemmellige-13-yolculuk.html

"Tiyatroda patron televizyonda iki dudak arasındayız"

SÜHEYL BEHZAT UYGUR: Televizyonda bir iş yaptığınızda, tutmazsa hemen ortadan kaldırabiliyorlar. O kadar emek boşa... Biz tiyatroda, kendi işimizin patronuyuz. Televizyonda ise patronun iki dudağının arasındayız.


Babalar Günü' artık beni hüzünlendiriyor diyen Behzat Uygur: "Bugün turnede olacağımız için biz babamı göremeyeceğiz, çocuklarımız da bizi göremeyecek... 

BURCU ILGIN

Kalite Derneği'nin düzenlediği (KALDER) 13. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu'nun kapanış oturumunda "Yaşamda Kalite" isimli bir gösteri sunmak için İzmir'e gelen Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler ile Swissotel'in bahçesinde çok sıcak bir söyleşi gerçekleştirdik. Uygur kardeşler ile babalıktan, kardeşliğe, televizyon programlarından, tiyatroya kadar her şeyi konuştuk...
- Kalite Derneği'nin sempozyumu için geldiniz İzmir'e... "Yaşam kalitesi nedir" diye sorarak başlayalım...
B.U: Yaşamda kalite ile ilgili birçok görüş var. Buraya geleceğimi öğrendiğimde twitter'daki hesabımda takipçilerime yaşamda kaliteyi sordum. Çoğunlukla para, marka vs. gibi cevaplar aldım. Yaşam kalitesi için tabii ki bunlara ihtiyaç vardır ama asıl hayata nasıl baktığınla ilgilidir kalite. Eğer hayatın içinde zarif bir şekilde durabiliyorsan, ödün vermeden yaşayabiliyorsan ve mizahi bir gözle bakabiliyorsan zaten yaşam kalitesini sağlamışsındır. Her lüks yaşayan insan kaliteli yaşıyor demek değildir. Aslında benim için tek kelime ile mizahi gözle bakabilmektir.
S.U: Bence kalite hoşgörüdür.
- Medya sektörü için kalite nedir peki? Hem tiyatro hem televizyon için söylüyorum. Çünkü hep tiyatro daha kalitelidir, televizyon daha avamdır tartışması yapılır...
B.U: Öncelikle hepimizin içinde biraz avamlık olduğunu düşünüyorum. Avam derken tırnak içinde söylüyorum. Avam olmak çok da kötü bir şey değildir. Tiyatro mu, televizyon mu derseniz, daha çok sevdiğimiz için bizim için tiyatro daha kalitelidir. Biz televizyondan kazandığımızı tiyatroya aktardık. Bizim için birinci olarak tiyatro tabii ki...
S.U: Tiyatrodan tiyatroya da değişiyor tabi kalite anlayışı...

TECAVÜZ KORKUSU!
- Dizi yapmayı düşünüyor musunuz?
B.U: Vallaha tecavüz edilme riskinden dolayı dizi yapmayı düşünmüyoruz. Çünkü her dizide bir tecavüz sahnesi var... Şaka bir yana tiyatro ile paralel gidebilecek bir iş olursa neden olmasın? Dizi yaptığımız zaman bir şekilde tiyatroyu engelliyor. Tiyatro oyuncularının çoğu dizi sektöründe olduğu için tiyatro yapmıyorlar.
S.U: Şu da var tabii... Televizyonda bir dizi ya da sit-com yaptığınızda tutmazsa 3 hafta bile dayanamadan diziyi ortadan kaldırabiliyorlar. O kadar emek o kadar beklenti boşa gidiyor. Biz tiyatroda kendi işimizin patronuyuz. Televizyonda ise patronun iki dudağının arasındayız.
- Ne zamana kadar gidecek bu furya?
B.U: Türkiye'de televizyonun gözden geçirilmesi gerekiyor. Televizyonların çoğu televizyonculuğu bilmiyor. Bilmedikleri gibi bir de canlı yayın yapmayı unuttular. Baktığınız zaman tartışma, futbol programları, kadın kuşakları dışında hiçbir şey yok. Televizyonculuk canlı yayın programlar demektir. Televizyon yöneticileri işin kolayına kaçıp video yayıncılığı yapıyor. Yapılmış prodüksiyonları alıp onları yayınlıyor. Reyting yaparsa devam ediyor, yapmazsa kaldırıp yenisini alıyorlar. Bu sistemi doğru bulmuyorum. Televizyonculuk dediğimiz stüdyo programlarını unuttular, daha doğrusu ihmal ediyorlar. Bir süre sonra geri dönüşü çok kötü olacak. Sosyal medya insanları bu kadar etkilerken televizyonun çok dikkatli olması gerekiyor. Sadece dizilerden ibaret yayın yaparsan bir süre sonra gençler kendilerine başka bir alan bulup onunla vakit geçirmeye başlarlar. Birbirinin aynı dizileri yaparak bu rekabet ortamında televizyon dünyüsı bir süre sonra çöker.
- Peki Acun'un programlarını nasıl buluyorsunuz?
B.U: Bence Acun, bu dönemde televizyonculuk yapan adamlardan bi tanesi... Çünkü farklı formatlar koyuyor ortaya.
- Televizyon için yeni bir iş yapmaya kalksanız nasıl bir şey yaparsınız? Yine Şahane Pazar gibi mi olur?
B.U: Yine bir müzik, eğlence programı yaparız. Nefes almaya ihtiyacı var çünkü insanların. Şahane Pazar'a benzeyebilir ama birebir aynısı olmaz.
- En aklınızda kalan canlı yayın kazanız nedir?
S.U: Hiç unutmuyorum. Suyun içinde kalarak rekor kırma oyununda bir adam tam 4 dakika 15 saniye suyun içinde kaldı, gözleri kapandı, nefessiz kaldı ve biz hemen reklama girip müdahale ettik. Sonra kendine geldi tabii.
B.U: Benim canlı yayın kazasından kalma 7 dikişim var mesela... Canlı yayında panonun yarışmacının üstüne düşmek üzere olduğunu görünce koştum. Yerler ıslaktı kaydım, pana da benim üstüme düştü. Canlı yayında oldu bunları hepsi...
S.U: Onlar hastaneye gitti ben yayına devam ettim. Behzat, perişan bir vaziyette yayına devam diye diye gitti hastaneye...

HİYERARŞİ VAR!
- Sürekli beraber mi gezersiniz?
S.U: Yok canım deli miyiz biz... Tabii ki sürekli beraber değiliz. İşimiz bittiği zaman kendi arkadaşlarımızla vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.
- İki erkek kardeşin iyi geçinmesi pek sık görülmez aslında...
S.U: Behzat benden 5 yaş küçük. Her şeye rağmen aramızda bir hiyerarşi var. Ben Behzat'a çok güvenirim.
- Sizin sözünüz mü geçer?
S.U: Tam olarak öyle değil kimin söylediği daha doğruysa onun sözü geçer. Küçükken tabii ki yaramazlıklarımız kavgalarımız vardı...
B.U: İyi geçinmek için illa ki kardeş olmak gerekmiyor. Biz Süheyl ile meslekdaşız. Ortaklıklarımız var. Ortaklık da karı koca ilişkisi gibi.. Bazen kadın susacak, bazen de erkek bizim ilişkimizde de bu denge var aslında...
- Eşleriniz de durum nasıl? Elti muhabbeti var mı?
S.U: Elti muhabbetti her ailede vardır. Bazen iyi geçinirler. Bazen aralarında tartışma çıkar. Sadece ikimizin eşi arasında değil diğer kardeşlerimiz eşleriyle de öyle... Bu tartışmalara ne Behzat karışır ne ben karışırım. Onlar kendi aralarında hallederler. Öyle çok kökten bir anlamazlık yok.
- Kıskançlık var mı?
S.U: Yok. Kıskançlık yok. Niye olsun. Koca koca insanlar.

HÜZÜNLÜ GEÇECEK
- Bugün babalar günü... Babasının izinden giden iki kardeş olarak söyleyecek çok şeyiniz vardır herhalde bu özel gün için...
S.U: Nejat Uygur yaklaşık 5 yıldır hasta... Eskiden Babalar gününde çoluk çocuk hepimiz baba gider elini öperdik. Aslında babam elinin öpülmesinden hiç hoşlanmazdı ama biz yine de öperdik. Sonra da oturur sohbet muhabbet ederdik. Bu da babamın çok hoşuna giderdi. Fakat 5 yıldan beri durumu kötü özellikle son 2.5 yıldır bazı şeylerin farkında değil ve bu bizi çok üzüyor. Bu yıl orada olamayacağız çünkü biz iş için Ankara'da olacağız. Ertesi gün gideceğiz.
B.U: Aslında Babalar Günü babanız uzaktaysa, yoksa, ya da hastaysa kutlanması zor bir durum. Aynı şey anneler günü için de geçerli. Bu günler kutlanırken bir taraftan da babasını annesini kaybetmiş kişileri düşünürüm. Çok enteresan. Biz o gün babamızı göremeyeceğiz. Çocuklarımız da bizi göremeyecek. Ama yıllar önce hep de İzmir'e denk gelirdi. Burada kutlardık.
- Merak eden çok seveni var Nejat Uygur'un durumu nasıl?
S.U: Pek iyi değil malesef ama şuna dua ediyoruz canı acımıyor en azından.

KIZ BABASI OLMAK BAŞKA
- Sizin ilk babalık deneyiminiz nasıl Süheyl Bey?
S.U: Benim üç tane kızım var. Burçin'in daha önceden olan kızı Robin bana ilk kez babalık duygusunu tattırmıştı. 7 yaşındaydı ben Robin'i tanıdığımda. Bana ilk baba dediğinde baya bir hislenmiştim. Sonra Zeynep ve Ayşe doğdu.
- Sizi ele geçiren ilk duygu ne oldu?
S.U: Sorumluluk ve yetiştirme telaşı...
- 'Babam ne kadar haklıymış' dediniz mi?
S.U: Çok. Baba olduktan sonra, tiyatroyu kurduktan sonra hep bunu söyledik. Annem beni arardı 'Oğlum geç oldu nerdesin diye', ben de kocaman adam oldum artık arayıp durma derdim. Ama o iş öyle değilmiş. Özellikle kız babası olmak başka bir duygu. Babalar erkek çocuklarına karşı biraz daha katı davranabiliyorlar ama kızlar öyle değil. Kızımın geçen gün mezuniyet töreni vardı ve ben ağladım. Tutamıyorsun kendini...
- Sizin babalıkla ilgili duygularınız nedir Behzat Bey?
B.U: Ben oğlum Behzat doğduğunda Ankara'daydım. Çünkü bir hafgta önce doğdu. Bu yüzden çok kötü olduğumu hissettim. Hiç unutmuyorum. Otel odasında üstümdeki kıyafetlerle duşa girdim ve o an hayatımda ağladığım ender anlardan biridir. Ama asıl babalık duygusu süreç içinde gelişiyor. Onunla bir şeyler paylaştıkça güzelleşiyor, gelişiyor... Çünkü ilk anda ne olduğunu anlamıyorsun. İkinci çocuğumun doğumuna girdim bebek dünyaya geldi çok acayip birşey... Ben çocuklarımla arkadaş gibiyim. Arkadaşım gibi kavga ederken buluyorum bazen kendimi ve o anlarda ne oluyor ya ben babayım baba gibi davranmalıyım dediğim oluyor...
- Babanızla ilişkiniz nasıldı?
B.U: Babam bizim hem ustamız, meslektaşımız hem de babamızdı... O yüzden bizim için babamız sadece baba olmaktan ibaret değil... Bize mesleğimizi öğreten kişi oldu...

Haberin Linki:
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2012/06/17/tiyatroda-patron-televizyonda-iki-dudak-arasindayiz

16 Haziran 2012 Cumartesi

Kaliteciler, mükemmelliği arayış için buluştu

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan bu yıl 13.'sü düzenlenen Mükemmelliği Arayış Sempozyumu'nda rekabet için en önemli konunun kalite olduğunu söyledi.

Başkan Doğan bu yıl İzmir'de yeni bir arayışla çalışmalara başladıklarını ve “Yeni Dünya, Yeni Yaklaşım” konusunu belirlediklerini söyledi. Kentin her zaman güncelin peşinde koştuğunu vurgulayan Doğan, EXPO 2020'nin de bu anlaşıyın bir ürünü olduğunu belirtti. 1990'lı yılların başından itbaren artan küreselleşmenin dünyada yeni açılımlara neden olduğunu da açıklayan KalDer Başkanı Hamdi Doğan, “Bugün burada önde gelen işadamları ve sanayicilerimiz bu yeni açılımları ele alıp, irdeleyecek. Dünyadaki ekonomik krizler ve Arap Baharı gibi gelişmeler bu pozisyonu almamızı gerekli kılıyor” dedi.

Yaşanan kargaşa içinde çabukluk ve bankaların tavırlarının dünyadaki etik kavramını tartışmaya açtığını söyleyen Doğan, “Bu süreçte aklınıza gelen tüm detaylar önemli rol oynamaya başladı. Artık atıkları bile daha akıllıca yönetmek gerekebiliyor. Ürün ve hizmet kalitemizi artırmanın yanında yönetim kalitesinin de artması lazım. Artık bir marka yaratma zamanı da geldi. İzmir birçok önemli markanın olduğu bir kent ama rekabette oldukça gerilerdeyiz. 2023 hedeflerine ulaşmak için basamakları tek tek değil sıçrayarak gitmemiz gerek. Bunun da anahtarı inovasyondur” diye konuştu.

Haberin Linki:
http://www.gazeteyenigun.com.tr/ekonomi/106391/kaliteciler-mukemmelligi-arayis-icin-bulustu

Petkim'in 'Dinamik' Ekibine Başarı Ödülü

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi'nin düzenlediği 13.Mükemmelliği Arayış Sempozyumu'nda "Dinamik" ekibiyle yarışan Petkim, başarı ödülünün sahibi oldu.

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi'nin düzenlediği 13. Mükemmelliği Arayış Sempozyumu'nda "Dinamik" ekibiyle yarışan Petkim, başarı ödülünün sahibi oldu. Petkim'in dört biriminde çalışan, farklı pozisyonlardaki sekiz mühendis ve teknisyenden oluşan ekip, polipropilen fabrikasında uyguladıkları modifikasyon projesiyle daha az elektrik harcalayark tasarruf sağlamayı başardı.

Petkim Genel Müdür Yardımcısı Hatice Kaygın, yarışmada elde edilen başarının, şirketin geleceğinde söz sahibi olacak mühendislerin ve teknisyenlerin en önemli motivasyon kaynağı olduğunu belirterek ekip üyelerini kutladı. Petkim'in 2006 yılında toplam kalite yönetimiyle başlayan mükemmellik yolculuğunda başarılarını ödüllerle taçlandırmaya devam edeceklerini belirten Kaygın, "Petkim'de üst yönetim ve tüm çalışanlarımız, işimizi daha iyi yapmaya ve şirketimize daha fazla katkı koymaya odaklı bir çalışma felsefesine sahibiz. Mühendis ve teknisyenlerimizden oluşan Dinamik ekibinin uyguladığı proje ve elde edilen başarı sadece motivasyonumuzu arttırmıyor, şirketimizin geleceğine duyduğumuz güvenin doğru ellerde yükseldiğini göstererek bizlere mutluluk da veriyor." dedi.

Haber Linkleri:
http://www.haberler.com/petkim-in-dinamik-ekibine-basari-odulu-3711598-haberi/

http://www.haber3.com/petkimin-dinamik-ekibine-basari-odulu-1385176h.htm

13.MAS Ender Yorgancılar'ın Açılış Konuşması

Değerli Başkanlar
Çok Değerli Katılımcılar,
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,

Şahsım ve Ege Bölgesi Sanayi Odası adına, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Her sene olduğu gibi Mükemmelliği Arayış Sempozyumu’nun 13.sünde de çok değerli görüşlerin ve konuların paylaşılmasına vesile olan Türkiye Kalite Derneği KALDER’in saygıdeğer yöneticilerine ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

Bölgemizin en büyük organizasyonu olarak nitelenen ve markalaşan Sempozyumun, Odamız için taşıdığı önem bu sene bir kat daha fazladır. Odamız faaliyetlerinde hedeflediği mükemmellik çıtasını yükseltebilmek için için Ege Bölgesi Kalite Ödülü’ne aday olmuştur. O nedenle de yarını, emek veren tüm personelimizle birlikte büyük bir heyecanla beklemekteyiz.

Değerli Konuklar,

Sempozyumun ana teması olan “yeni dünya yeni yaklaşımlar” bugünümüzün bir gerçeği olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, özellikle de küresel kriz ile birlikte; tüm dünyada dengeler yerinden oynamış, ekonomiden, siyasete, sosyo kültürellikten, teknolojiye kadar birçok alanda değişim söz konusu olmuştur.

Dünya nüfusunun artıyor olması, artan nüfus karşısında, tüketim alışkanlıklarındaki değişim, gelişen teknolojilerle genişleyen ürün yelpazesi, tasarım ve üretim süreçlerinin kısalması üretim şekillerinde de yapısal değişimleri gündeme getirmiştir.

Bu da bir kez daha altı kalın çizgilerle kaliteli üretimi, kaliteli hizmet anlayışını öne çıkarmaktadır.

Artan dünya nüfusu içerisinde yaşlanan bir demografik yapı, azalan kaynaklar; değişimi ve yenilikleri de zorunlu kılmaktadır.

Değerli Konuklar,

Ulu Önder İzmir İktisat Kongresi’nin açılış konuşmasında “… yeni Türkiye’mizi hak ettiği yere ulaştırabilmek için, mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir iktisat devresinden başka birşey değildir.” demiştir. İşte bugün de zamanımız tamamen Ar-Ge ve inovasyon çerçevesinde hızla ilerleyen teknolojik gelişmelerin devresidir.

Küresel rekabette ayakta kalabilmenin yolu fark yaratmaktan, sıra dışı girişimlerden, katma değer yaratmaktan geçmektedir.

Ülkelerin ve ekonomilerin gücü, ürettikleri ürünlerdeki orta ve ileri teknoloji seviyesinde ve ürünlerinin markalaşmada gösterdiği başarıdadır.

2011 yılında marka başvuru ve tescilinde İstanbul ve Ankara’nın ardından üçüncü sırada yer alan İzmir, patent başvuru sıralamasında beşinci sıradadır. Üyelerimizin de her geçen gün markalaşmaya önem vermesini yapmış olduğumuz çalışmalarda tespit etmekteyiz.

Verilen önemden mutlu olmakla birlikte, ülke olarak kat etmemiz gereken daha çok mesafenin olduğunu da kabul ediyoruz.

Değerli Konuklar,

Mükemmelliğin bizleri taşıdığı bu noktada, kurumsal kimliklerin kategorize edilmesinde en önemli kavram olan kalitenin bir adım ötesine ulaşma çabasını görmekteyiz. Müşteri memnuniyetinin, kalite ve sürekli gelişim ile doğru orantılı olduğunun farkındayız.

Ege Bölgesi Sanayi Odası bu vizyon ile, kendini geleceğe taşımak, gerek iç gerekse de dış müşterilerine daha geniş ve kaliteli bir ürün yelpazesi sunmak, mükemmellik hedefine bir adım daha yaklaşabilmek amacıyla 2009 yılında çıktığı kalite yolculuğunda bugün heyecanlı bir noktadan devam etmektedir.

Odamız Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ne imza atarak, KalDer’in desteği ile; kurumun ve üyelerinin standartlarını yükseltmeyi, üyelerine verdiği hizmetin niteliğini arttırmayı ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamayı hedeflemektedir.

Avrupa’daki Odaların verdiği 5 yıldızlı hizmeti sağlıyor anlamına gelen Akredite ilk beş Oda arasında yer alan Odamız, Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’ni, Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’ni, Öneri Sistemi’ni ve Süreç Yönetim Sistemi’ni kurarak, hizmetlerini sürekli iyileştirme anlayışı içinde devam ettirmektedir.

Büyük Ödülü alalım veya almayalım, bundan sonraki süreçte de kalite çalışmalarına kesintisiz devam edeceğiz. Elbette ki zorlu sürecin ardından alınacak ödül ile başarının pekiştirilmesi en büyük dileğimizdir. Ancak hedeflerimizin odak noktasını, kaliteli hizmet anlayışı ve üyelerimizin standartlarını hep bir adım daha yükseltmek olduğunun altını çizmek isterim.

Konuşmamı sonlandırırken, KalDer’in yarattığı farkındalık için, kuruluşlara verdiği destek için teşekkür ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Saygılarımla,


Ender YORGANCILAR
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı

Link:
http://www.ebso.org.tr/icerik.php?s_no=3539

13. MAS Etkinliği Ve Mükemmel Notları

Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) düzenlediği “Yeni Dünya, Yeni Yaklaşımlar” temalı 13. Mükemmeliyeti Arayış Sempozyumu (MAS) 12-13-14 Haziran tarihlerinde Swissotel Grand Efes’de gerçekleştiriliyor. Bugün son günü olan etkinlikte, iş adamlarından milletvekillerine, reklamcılardan derneklere kadar birçok konuşmacının bulunduğu sempozyumlar ve panellerle katılımcılar verimli deneyimler yaşıyorlar.

Birçok firmanın sponsorluğunu üstlendiği etkinlikte Pizza Tomato’nun oturum sponsorlarından biri olması sebebiyle, biz de Grafiket olarak, etkinliğe katılma şansı yakaladık. Hayli zengin olan konuşmacı listesi bizleri gerçekten heyecanlandırdı. En çok dikkat çeken konuşmacılardan olan Bosch Dizel Sistemler Genel Müdürü Steven Young, muhteşem Türkçesi ile bizleri hayli şaşırttı. Bugünkü oturumlardan birinin teması ise sosyal medyaydı. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan başkanlığında Serbay Arda Ayzit, Işıl Yılmaz ve Özgür Alaz’ın sunumları gerçekten çok keyifliydi.

Oturum aralarında ise katılımcıları en çok mutlu eden şey, Pizza Tomato’nun ikram ettiği nefis pizzalarıydı. Nefsimize hakim olamayıp, kendimizi sürekli pizzaların başında bulduk. Bizleri bu lezzetlerden mahrum bırakmadığı için Pizza Tomato’ya teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Sonuç olarak mükemmelliği aramak, daha iyi ve daha kaliteli seviyelere ulaşmak, insanoğlunun her zaman öncelikli hedefleri arasında olmuş ve olmaya da devam edecek. Farklı fikirlerin ve deneyimlerin buluşup paylaşıldığı 13. MAS etkinliğini düzenleyen KalDer’e ve tüm sponsorlara teşekkür ediyoruz.

Ceren Şansal

http://blog.grafiket.com.tr/reklam-ajansi/guncel-haberler/13-mas-etkinligi-ve-mukemmel-notlari/